Sığırlarda Doğum Sonrası Plasentanın Atılamaması

Sığırlarda doğum sonrası plasentanın atılamaması (retensiyo sekundinarum), özellikle doğumdan sonraki ilk 12 ila 24 saat içerisinde plasentanın dışarı çıkmaması durumudur. Normal şartlarda sağlıklı bir ineğin doğumdan kısa bir süre sonra plasentayı atması beklenir. Ancak bazı durumlarda bu süreç gecikir veya tamamen gerçekleşmez. Bu durum, hem annenin genel sağlığı hem de döl verimi açısından önemli bir sorundur. Plasentanın rahim içinde uzun süre kalması, bakteriyel enfeksiyonlara, rahim iltihaplarına (metritis) ve süt veriminde düşüşe neden olur. Ayrıca ileri vakalarda ateş, iştahsızlık, halsizlik gibi sistemik belirtiler görülebilir. Bu nedenle doğum sonrası dönemin dikkatle gözlenmesi, olası komplikasyonların erken fark edilmesi büyük önem taşır.

Doğumdan sonra plasentanın atılamaması yalnızca doğum güçlüğü ile ilgili değildir; çoğu zaman metabolik, hormonal ya da enfeksiyöz faktörler bu duruma neden olur. İneklerin vücudu doğumdan hemen sonra hızlı bir şekilde eski haline dönmeye çalışır. Rahim kasılmaları, hormon dengesinin yeniden kurulması ve rahim zarının yenilenmesi bu dönemde gerçekleşir. Ancak bazı durumlarda bu doğal süreç bozulur. Kasılmalar yeterince güçlü olmazsa veya rahim içindeki dokuların birbirinden ayrılması tam olarak gerçekleşmezse plasenta rahim içinde tutunmaya devam eder. Bu da, hem doğum sonrası iyileşmeyi geciktirir hem de yeni gebelik dönemini olumsuz etkiler.

Plasentanın Atılamaması Nedir?

Doğum sonrası plasentanın 12-24 saat içerisinde dışarı atılmaması durumu plasenta retensiyosu olarak adlandırılır. Normalde doğumdan sonra rahim kasılmaları sayesinde plasenta (son) rahim duvarından ayrılır ve dışarı çıkar. Ancak ayrılma gerçekleşmezse plasenta rahim içinde kalır. Bu durumda doğumdan 2-3 gün sonra kötü kokulu akıntılar başlar, ineğin vücut ısısı artar ve genel durumu bozulur.

Bu durum yalnızca rahim içinde kalıntı olarak değil, aynı zamanda ciddi bir enfeksiyon kaynağı olarak da önem taşır. Çünkü plasenta dokusu, bakterilerin kolayca üreyebileceği organik bir ortam sağlar. Zamanında müdahale edilmezse metritis, endometritis gibi rahim enfeksiyonlarına yol açabilir ve döl tutma oranını düşürür.

Plasenta Atılamamasının Nedenleri

Beslenme Yetersizlikleri: Doğum öncesi dönemde yetersiz ve dengesiz beslenme, en yaygın nedenlerden biridir. Özellikle selen­yum ve E vitamini eksikliği, rahim kaslarının zayıflamasına ve plasentanın tam olarak ayrılmamasına neden olur.

Metabolik Bozukluklar: Kalsiyum eksikliği (hipokalsemi), kas kasılmalarını zayıflatır ve plasentanın dışarı atılmasını engeller. Ayrıca enerji yetersizliği (negatif enerji dengesi) olan ineklerde de rahim kaslarının işlevi bozulur.

Zor Doğum (Distosi): Zor ve uzun süren doğumlarda rahim duvarı yorgun düşer, kan dolaşımı azalır. Bu da plasenta zarının rahim duvarından ayrılmasını zorlaştırır.

Hormonal Dengesizlikler: Doğum sonrası oksitosin ve prostaglandin hormonlarının yetersiz salınımı, rahim kasılmalarının güçsüz olmasına neden olur. Bu durumda plasenta atılamaz.

Enfeksiyonlar: Doğumdan önce veya sonra rahimde bakteriyel enfeksiyon gelişmişse, rahim dokusunda ödem ve inflamasyon oluşur. Bu durum, plasenta ile rahim arasındaki bağlantının kopmasını engeller.

İkiz Gebelikler ve Prematüre Doğumlar: Bu durumlarda plasenta dokusu tam gelişmediği için rahim duvarına daha sıkı tutunabilir. Bu da atılım sürecini geciktirir.

Belirtiler

  • Doğumdan 12-24 saat sonra plasentanın hâlâ dışarı çıkmamış olması
  • Vulvadan sarkan zar parçaları
  • Kötü kokulu vajinal akıntı
  • İştahsızlık, halsizlik, süt veriminde düşme
  • Vücut sıcaklığında artış (ateş)
  • Bazı vakalarda topallık benzeri halsizlik belirtileri

Bu belirtiler görüldüğünde kesinlikle veteriner hekim müdahalesi gereklidir.

Fizyoloji ve Oluşum Mekanizması

Doğumdan hemen sonra rahim kasları kasılarak plasentanın ayrılmasını sağlar. Aynı zamanda doğum sonrası hormon dengesi değişir: oksitosin hormonu kasılmaları güçlendirir, prostaglandin F2-alfa ise rahmin küçülmesine ve eski formuna dönmesine yardımcı olur. Ancak eğer bu hormonlar yeterli düzeyde salgılanmazsa ya da rahim kaslarında yorgunluk varsa, plasenta rahim duvarına sıkıca tutunmaya devam eder.

İmmünolojik Faktörler: Bazı araştırmalar, bağışıklık sisteminin de bu süreçte etkili olduğunu göstermektedir. Normalde bağışıklık sistemi doğum sonrası plasentanın yabancı doku olarak algılanmasını sağlar ve ayrılmasını kolaylaştırır. Ancak bağışıklık sistemi baskılanmışsa (örneğin enerji yetersizliği veya enfeksiyon nedeniyle), bu mekanizma bozulur ve plasenta atılamaz.

Tedavi Yöntemleri

Veteriner Müdahalesi: Plasentanın zorla çekilmesi kesinlikle önerilmez. Bu uygulama rahim duvarına zarar verebilir ve enfeksiyona yol açabilir. Veteriner hekim, rahim kasılmalarını uyaran ilaçlar (oksitosin, prostaglandin) uygulayarak doğal atılımı destekler.

Antibiyotik Uygulaması: Rahim içinde kalan plasenta dokusu bakteriler için uygun bir ortam oluşturur. Bu nedenle geniş spektrumlu antibiyotikler hem sistemik hem de rahim içi olarak uygulanabilir.

Mineral ve Vitamin Takviyeleri: Selenyum, E vitamini, kalsiyum ve fosfor takviyeleri, rahim kaslarının güçlenmesine ve bağışıklık sisteminin desteklenmesine yardımcı olur.

Sıvı Tedavisi ve Destekleyici Bakım: Plasenta atılamayan ineklerde sıklıkla ateş ve halsizlik gelişir. Bu nedenle serum ve elektrolit desteği verilerek hayvanın genel durumu güçlendirilir.

Önleme Yöntemleri

Doğum Öncesi Beslenme

  • Gebeliğin son döneminde yeterli enerji, protein, mineral ve vitamin içeren rasyon uygulanmalıdır.
  • Özellikle selen­yum ve E vitamini takviyeleri, plasenta retensiyonunu önlemede etkilidir.

Doğum Takibi

  • Doğum sırasında hijyen kurallarına dikkat edilmelidir.
  • Zor doğumlarda erken veteriner müdahalesi yapılmalıdır.

Doğum Sonrası Bakım

  • Doğumdan sonraki ilk 24 saat içerisinde inek gözlenmeli, plasentanın atılıp atılmadığı kontrol edilmelidir.
  • Plasenta dışarı çıktıktan sonra rahim içi enfeksiyon riskine karşı antiseptik solüsyonlar kullanılabilir.

Plasentanın zamanında atılmaması, ineğin üreme döngüsünü olumsuz etkiler. Metritis ve endometritis gibi enfeksiyonlar, döl tutma oranını düşürür. Ayrıca süt verimi azalır ve ekonomik kayıplar meydana gelir. Bazı ineklerde bu durum kronik hale gelir ve sonraki doğumlarda da tekrar edebilir.

Sığırlarda doğum sonrası plasentanın atılamaması, hem bireysel hayvan sağlığı hem de işletme ekonomisi açısından ciddi bir sorundur. Bu durum, çoğunlukla doğum öncesi beslenme eksiklikleri, zor doğumlar veya hormonal dengesizliklerden kaynaklanır. Erken teşhis ve doğru tedaviyle genellikle olumlu sonuçlar alınabilir. Ancak en etkili çözüm, önleyici uygulamalardır. Doğru beslenme, düzenli mineral takviyeleri, hijyenik doğum ortamı ve veteriner kontrolü, plasenta retensiyonunun önlenmesinde en önemli faktörlerdir. Sağlıklı bir doğum sonrası dönem, hem ineğin üreme performansını korur hem de sürüdeki verimliliği artırır.

Bu Konularda İlginizi Çekebilir!

Soru Sorabilir veya Yorum Yapabilirsiniz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu